-
1 dikiş makinesi
Nähmaschine f -
2 dikiş makinesi
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > dikiş makinesi
-
3 dikiş makinesi
sewing machine -
4 dikiş makinesi
-
5 dikiş makinesi
sewing machine -
6 ayaklı dikiş makinesi
ножна́я шве́йная маши́на -
7 dikiş
dikiş Nähen n; Naht f; Machart f eines Kleides; MED (Operations)Narbe f;dikiş iğnesi Nähnadel f;dikiş ipliği Nähgarn n;dikiş makinesi Nähmaschine f;kaynak dikişi TECH Schweißnaht f;bir dikişte fig in einem Zug -
8 dikiş
1) шитьё, поши́в[ayak] dikiş makinesi — [ножна́я] шве́йная маши́на
bu elbisenin dikişi güzel — э́то пла́тье хорошо́ сши́то
2) шовdikişini almak — мед. снима́ть швы
dikişler sökülmüştür — разошло́сь по швам
3) тех. соедине́ние, шовkaynak dikişi — сварно́е соедине́ние, сварно́й шов
••- bir dikişte içmek
- dikiş kaldı
- bir dikiş kaldı
- dikiş kaldı bayılacaktım
- dikiş tutturamak -
9 dikiş
1) шитьё, поши́вdikiş iğnesi — [шве́йная] игла́, иго́лка
dikiş ipliği — шве́йные ни́тки, ни́тки для шитья́
dikiş payı — при́пуск (на швы)
(ayak) dikiş makinesi — [ножна́я] шве́йная маши́на
2) шов -
10 dikiş
1. sewing. 2. seam. 3. surg. stitch, suture. 4. a gulp. -ini almak /ın/ to remove (one´s) stitches. - dikmek to sew. - iğnesi sewing needle. - kaldı /a/ almost: Yanmasına dikiş kaldı. It almost burned. - kutusu sewing box. - makinesi sewing machine. - payı 1. seam allowance. 2. margin, extra amount for contingencies. - tutturamamak to be unable to hold a job. - yeri 1. seam. 2. stitch scars. -
11 makine
- bileme makinesi
- boru bükme makinesi
- boru döşeme makinesi
- boru kesme makinesi
- buhar makinesi
- bulaşık makinesi
- büro makineleri
- cila makinesi
- çamaşır makinesi
- çim biçme makinesi
- çukur kazma makinesi
- delme makinesi
- dikiş makinesi
- dilim makinesi
- diyagonal kesme makinesi
- doldurma makinesi
- elektronik hesap makinesi
- emülsiyonlama makinesi
- fotograf makinesi
- hadde makinesi
- harç makinesi
- hendek açma makinesi
- hesap makinesi
- inşaat makineleri
- kalıplama makinesi
- kar temizleme makinesi
- kar yükleyici makine
- katran püskürtme makinesi
- kaynak makinesi
- kazı makinesi
- kenar kıvırma makinesi
- kırma makinesi
- kum püskürtme makinesi
- kurutma makinesi
- maden kesme makinesi
- malzeme deney makinesi
- otomatik kaynak makinesi
- paletli makine
- parlatma makinesi
- perçinleme makinesi
- perdahlama makinesi
- polisaj makinesi
- punto kaynak makinesi
- saç kurutma makinesi
- santrifuj makinesi
- sarsma makinesi
- sıva makinesi
- sistire makinesi
- soğutma makinesi
- soğutucu makine
- sondaj makinesi
- taş kırma makinesi
- taşlama makinesi
- toprak kazma makinesi
- tünel açma makinesi
- ufalama makinesi
- üniversal makine
- yazı makinesi
- yıkama makinesi
- yumuşak toprakta tünel açma makinesi
- yükleme makinesı
- zımpara makinesiİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > makine
-
12 yıpranmak
износи́ться истоща́ться протира́ться* * *1) обтрепа́ться ( о ткани); сноси́тьсяdikiş makinesi kullanıla kullanıla yıprandı — от дли́тельного по́льзования шве́йная маши́на срабо́талась
saatin aletleri yıpranmış — дета́ли часо́в износи́лись
2) разг. ослабе́тьonun zekâsı hiç yıpranmamış — его́ ум не притупи́лся
См. также в других словарях:
dikiş makinesi — is. Dikiş dikme işlerinde kullanılan, kol veya elektrik gücüyle çalıştırılan alet … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikiş — is. 1) Dikme işi Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu. R. H. Karay 2) Dikme biçimi Aralarında görüşmeye başlar başlamaz da hemen kumaş, terzi, dikiş, moda kelimeleri geçerdi. A. Ş. Hisar 3) Dikilen yer Astarın dikişi sökülmüş … Çağatay Osmanlı Sözlük
makine — is., tek., İt. macchina 1) Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü Tıraş makineleri ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayaklı — sf. 1) Ayağı olan 2) Bir destekle yere dayanan Ayaklı kadeh. 3) Ayakla işletilen Ayaklı dikiş makinesi. Birleşik Sözler ayaklı canavar ayaklı koşma ayaklı kütüphane ayaklı mâni … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıpranmak — nsz 1) Zamanla veya çok kullanılma sonucu aşınmak, eskimek Gömleği ütülü ama yıpranmıştı. Y. Z. Ortaç 2) Makine veya makine parçaları aşınıp bozulmak Dikiş makinesi kullanıla kullanıla yıprandı. 3) Saygınlığı azalmak 4) mec. Çeşitli etkenlerle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürfile — sf., Fr. surfilé Seyrek ve çapraz (dikiş) Birleşik Sözler sürfile makası sürfile makinesi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sürfile yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük